karabük halı saha
beylikdüzü dezenfekte
Geleneksel Şehir Safranbolu - Bigdoctors

Geleneksel Şehir Safranbolu

0

Geleneksel Şehir Safranbolu

Geleneksel Türk Toplum Yaşantısını Yansıtan Tarihi Şehir Safranbolu

Geleneksel Türk toplum yaşantısının bütün özelliklerini günümüze taşıması ve kendini zamana karşı saklamış olması, Safranbolu’yu “Korumanın Başkenti” ünvanına kavuşturmuştur. Ülkemizde bulunan yaklaşık 50.000 kadar korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının yaklaşık 1500’ü Safranbolu’dadır. Sahip olduğu zengin kültürel mirası kent ölçeğinde korumadaki başarısı Safranbolu’yu “Dünya kenti” yapmış ve Safranbolu, UNESCO tarafından 17 Aralık 1994 yılında “Dünya Miras Listesi” ne alınmıştır.

Safranbolu, antik devirde ‘Paplogonya’ olarak bilinmektedir. Tarihi M.Ö. 3000 li yıllara kadar uzanan bölgede, Safranbolu şehir yerleşiminin kesin tarihi tam olarak bilinmemektedir. Gasgaslar, Hititler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuştur. Safranbolu, 1196 yılında Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ ın Oğlu Muhittin Mesut Şah tarafından alınmış ve Türklerin egemenliği altına girmiştir. Safranbolu tarih boyunca çeşitli uygarlıklar arasında el değiştirdiği gibi Türk Beylikleri ve Osmanlılar arasında da el değiştirmiştir. 1423 yılından itibaren de Osmanlıların kesin egemenliğine girmiştir. 17. y.y. da Sinop-Gerede-İstanbul ticaret yolu üzerinde önemli bir konaklama ve malların değişim merkezi olan Safranbolu’da, birçok sadrazam ve devlet adamının ikamet ettiği  ve Saray’da da Safranboluluların görev aldığı bilinmektedir. Bu durum Safranbolu’nun Osmanlı sarayının arka bahçesi olarak nitelendirilmesini sağlamıştır.

Safranbolu, sivil Osmanlı mimarisini taşıyan geleneksel Türk evleriyle, doğal güzellikleriyle ve tarihi boyutuyla ün kazanmış nitelikli bir kenttir. Yeni Hamam, Eski Hamam, Cinci Hanı, Köprülü Mehmet Paşa Camii, Kazdağlıoğlu Camii, İzzet Mehmet Paşa Camii, Kent Tarihi Müzesi, Saat Kulesi, Eski Cezaevi, Bulak Mağarası, İncekaya Su Kemeri, Yemeniciler Arastası, Demirciler Çarşısı,Manifaturacılar Çarşısı, Tarihi Çeşmeleri, Kemerleri dönemin nadide değerlerindendir. Şehir çevresinde bulunan kaya mezarları ve tümülüsler de görülmesi gereken yerler arasındadır.

SAFRANBOLU EVLERİ

Safranbolu denince akla ilk gelen Safranbolu evleridir.İlçe merkezinde 18.ve 19.y.y. ile 20. y.y. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bunlardan 1000 kadarı yasal koruma altındadır. Evler Safranbolu’nun iki ayrı kesiminde gruplanmıştır: Eskiden ‘Şehir’ diye bilinen ve kışlık olarak adlandırılan çarşı kesimi ile  “Bağlar “ diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimidir. Çarşı ve Bağlar semtlerinde toplu olarak korunabilmiş Safranbolu evleri, çoğunlukla tarıma elverişli olmayan vadi kenarındaki yamaçlara, çevreye ve komşulara saygılı bir biçimde birbirinin manzarasını ve güneşini kapatmayacak şekilde inşa edilmiştir. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar, yazın havaların ısınmasıyla Bağlardaki yazlık evine göçer, ancak “Çarşı”da üretim ve ticaret hayatı devam ederdi. Günlük hayatın devam ettiği kentte ulaşımın sağlandığı ev ve sokak araları ise yine yapı ile uyumlu tarzda Arnavut kaldırımı şeklinde yapılmıştır.  Mevcut taş kaplama yollar; sel sularına karşı dayanıklı ve rutubeti en aza indirebilecek nitelikte meyilli formdadır.

Geleneksel ev tarzının ön planda olduğu Safranbolu’da yapı formu evler genellikle 3 kattan oluşmuş 6-8 odalı, geniş hacimli, insan ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmıştır. Odaların her biri bir çekirdek aileyi barındırabilecek tüm unsurlara sahip bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Her odada yüklük adı verilen dolaplar, sergenler, ocak ve sedirler vardır. Ahşap yüklük dolapların içerisinde yıkanmak amacıyla da kullanılabilen gusülhaneler de mevcuttur. Safranbolu evlerine bir başka detayı katan unsur ise tavanları ahşap işlemelidir. Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tek düzelikten kurtarır. Odaların büyüklüğüne göre sayısı değişen dar ve uzun pencerelerde  “muşabak” adı verilen ahşap kafesler bulunur. Evlerin bazılarının içlerinde, serinlik vermesi ve yangından korunması amacıyla yapılmış olan havuzlar da bulunmaktadır. Bu nitelikli evleri oluşturan malzemeler ise; Alt katlarda taş, üst katlarda kerpiç ve ahşaptır. Çatıda da alaturka kiremit kullanılmıştır. Evin giriş kısmına “hayat” adı verilir. Hayat taş kaplıysa “taşlık” olarak ta anılır.

SAFRAN ÇİÇEĞİ

Safranbolu’ya ismini veren ve en kalitelisi Safranbolu’ da yetişen safran çiçeği, dünyanın en pahalı baharatı olma unvanını taşıyan nadide bir bitkidir. Kendi ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliği bulunan safran; İlaç, gıda, kozmetik sanayide kullanılmaktadır. Yarım kilogram safran 80 bin çiçekten elde edilmektedir. Safran bitkisinin ürün olarak kullanılan kısmı yalnızca ortasındaki lifler olduğundan yetiştirilmesi ve bakımı çok emek isteyen bir bitkidir. Bu yüzden altın kadar değerlidir.

SAFRANBOLU LOKUMU 

Safranbolu’ya gelipte dünyaca ünlü Safranbolu Lokumunu tatmamak olmaz. Safranbolu Lokumu daha az tatlı ve hafif olması nedeniyle diğer lokumlardan farklıdır. Lokumumuzu ayrıcalıklı kılan ise mineral bakımdan zengin olan suyumuzun sertlik derecesi ve kullanılan doğal şekerdir. İlçede çeşitli türlerde lokum yapılmaktadır: Hindistan cevizli fındıklı, çifte kavrulmuş, safranlı fıstıklı,  güllü, damla sakızlı v.s. Günlük üretilen Safranbolu lokumu talepler doğrultusunda Türkiye’nin her yerine gönderilmektedir.

ÇAVUŞ ÜZÜMÜ

Yörede yetiştirilen Çavuş üzümü de Safranbolu’nun ayrı bir lezzetidir. Safranbolu Yazıköy de aktif olarak yetiştiriciliğine devam edilen ve genellikle sofralık olarak kullanılan çavuş üzümünün her yıl eylül ayında bağbozumu şenlikleri ile hasadı yapılmaktadır.

YÖRE MUTFAĞI

Bükme, Perohi, Bütün et yemeği, Koruklu Etli Bamya, Uzun ve Dilme Fasulye, Keşkek, Safranlı Zerde gibi Safranbolu’ ya özgü yemek türlerinin yanı sıra, Su Böreği, Makarna (Cimcük),Yayım (Erişte), Haluşka, Höşmerim, Cevizli çörek, Kiren (kızılcık) suyu, Baklava, Kadayıf  gibi geleneksel Türk mutfağının zengin yemek çeşitlerini de Safranbolu Mutfağında  görmek mümkündür.

ESKİ HÜKÜMET KONAĞI (KENT TARİHİ MÜZESİ)

Ressamların çizimlerine estetik katan, mimari güzelliği ile fark yaratan, güneşin sarı rengi gibi şehre tepeden bakan Kent Tarihi Müzesi, Hükümet Konağı olarak 1904 yılında Kastamonu Valisi Enis Paşa ve dönemin  kaymakamı Ahmet Bey’lerin öncülüğünde kale olarak adlandırılan tepeye inşa edilmiştir. Kesme taştan yapılan bina zeminle beraber 3 kattan oluşmaktadır. 19 Ocak 1976 tarihinde çıkan bir yangın sonucu tamamen yanmıştır. 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu tamamlanarak, kültür merkezi ve kent tarihi müzesi olarak hizmete açılmıştır. Pazartesi hariç her gün ziyarete açıktır.

SAAT KULESİ

Zamanın durduğu kentte, geçmişin sesini zamana inat duyuran saat kulesi, III. Selim döneminde Safranbolulu Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır.Kaleye yerleştirilmiş olan, kare planlı 20 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi, Anadolu’da yapılan ilk saat kulesidir. Londra’dan getirtilen saat halen çalışır durumdadır. Tarihi saat kulesi, Hükümet konağıyla beraber gezilebilmektedir.

ESKİ CEZAEVİ BİNASI

Kale üzerinde bulunan Eski Cezaevi Binası, Sultan II. Abdulhamit tarafından 1906 yılında    yaptırılmıştır. 90’lı yılların ortalarına kadar kullanılan cezaevi, 2005 yılında restorasyonu yapılarak kafeterya ve restaurant olarak hizmet vermektedir.

HIDIRLIK  TEPESİ

Kendinizi tarihin içinde hissettiğiniz, tüm ihtişamıyla dimdik ayakta duran Safranbolu evlerinin birbirlerine olan saygılı bakışını görebildiğiniz Hıdırlık tepesi, Türklerin, Safranbolu’ya  ilk konuşlandığı yerdir. 2 adet açık namazgahı bulunan ve eskiden “yağmur duası” ile “Hıdırellez’’ kutlamaları için kullanılan Hıdırlık üzerinde Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa’nın türbesi  (1845), Hızır paşa’nın mezarı ile Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman’ın (1955) anıt mezarlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Tepeye iki noktadan giriş ve çıkış bulunmaktadır.

ESKİ TABAKHANE

Çarşının alt ucunda Akçasu ve Gümüş deresinin birleştiği alandaki tabakhane, 1990’ların sonuna kadar faaliyet göstermiştir. Şuan atıl vaziyette bulunan Tabakhane mescidi ile yıkık durumundaki tabakhane binası, korunmuş iki atölye geçmişten kalan son tanıklardır.

DEMİRCİLER ÇARŞISI

Akçasu kanyonu üzerinde, İzzet Mehmet Paşa Cami arkasında yer alan Demirciler Çarşısı, yaşayan tek lonca çarsıdır. Sıcak, soğuk demir işçiliği hala devam etmektedir. Demirciliğin yanı sıra çarşı içerisinde  bakır ve kalay işçiliği de sürdürülmektedir.

SAFRANBOLU EVLERİNDEN ÖRNEKLER

KAYMAKAMLAR EVİ

Daracık Hıdırlık yokuşundan çıkılarak, odaların içerisine tahta paravandan iki adım atılarak girilebilen, geçmişteki saygıyı gösteren,  odalardaki gusülhane adı verilen gömme dolaplarla günümüz ebeveyn banyolarının oluşması fikrine ışık tutan, 18.-19.yy Türk toplum yaşantısını yansıtan tarihi Kaymakamlar Evine ulaşılır. Safranbolu kışlası komutanı Hacı Mehmet Efendi tarafından 18.y.y. başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Hacı Mehmet Efendi’ye Yarbay karşılığı olan “Kaim-Makam” denilmesinden dolayı “Kaymakamlar Konağı”olarak adlandırılmaktadır. 1979 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştırılıp, restore edildikten sonra 16.12.1981 yılında Eğitim Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Şuan Kaymakamlığa bağlı özel  müze olarak kullanılan evin harem ve selamlık bölümünde, sofasında, malzeme ve mankenlerle Safranbolu yaşantısı canlandırılmıştır. Pazartesi hariç her gün geziye açıktır.

KİLECİLER KONAĞI

Manifaturacılar çarşısının sonunda Kışlayanı ve Akpınar sokaklarının birleştiği noktada, her iki sokağın eğimine göre yapılmış olup, tam anlamıyla bir köşe ev niteliğindedir.1884 yılında Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı bilinen konağın temeli taş duvarlı, üst katlar ahşap çatkı arasında kerpiç dolgudur. Yapının ortak alan olarak kullanılan yerleri Harem ve Selamlık bölümünden oluşmaktadır. Detaylı ve zengin bir görünüme sahip tavan süslemeleri ve evin dengesinin ölçülmesi ve oturma yapıp yapmadığının kontrolü için konulmuş “Eksantrik Şakul” adı verilen ahşap sütun, evin özellikli olduğunun ispatıdır.

MÜMTAZLAR KONAĞI

Yeşilliklerin içerisinde geçmişte kendini bulmak isteyenlerin uğrak noktası olan Mümtazlar konağı 1888 yılında Gazi Süleyman Paşa Medresesi Baş Müderrisi Müftü ve Müderris Ziya Efendi tarafından yaptırılmıştır. İnşası 5 yılda tamamlanarak kullanılmaya başlanmıştır. Alttaki hayat bölümü ile birlikte 3 katlıdır. Evin başodasının tavan süslemesi 4000 ahşap parçadan oluşmaktadır. Hayat bölümü ve bahçesi kafeterya olarak kullanılmaktadır.

MEKTEPÇİLER KONAĞI

1786-1787 yılları arasında yapımı tamamlanan Safranbolu Medresesi olduğu bilinen Mektepçiler Konağı Safranbolu’da tarihlendirilebilen en eski yapılardan biridir. 2000 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından satın alınıp restore edilerek kullanım hakkı Safranbolu Kaymakamlığına verilmiştir. Safranbolu Belediyesi tarafından düzenlenerek Suha ARIN  Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmete açılmıştır. 2004 yılında kaybettiğimiz, 1977 yılında “Safranbolu’da Zaman” belgesel filmiyle Altın Portakal Ödülünü alan ve Safranbolu’ya ayrı bir anlam katan ünlü yönetmen  Suha ARIN’ a ait özel eşyaları ve belgesel filmin çekiminde kullanılan araçları görebilirsiniz. Belgesel severler için; Safranbolu Kaymakamlığı, Safranbolu Belediyesi ve kardeşi Reha ARIN’ ın katkıları ile müze ev haline getirilen Suha ARIN Kültür ve Sanat Merkezi hafta sonları 09:00-16:00 saatleri arası gezilebilir.

TURİNG HAVUZLU ASMAZLAR KONAĞI

Türkiye Turing Otomobil Kurumu tarafından satın alınarak, Safranbolu’nun ilk restore edilen konaklarından biri olma özelliğini taşıyan Havuzlu Asmazlar Konağı, Çarşı da Beybağı olarak bilinen mevkide yer almaktadır.1830 yılında yapılan konağın içerisinde yangından korunması ve serinlik vermesi amacıyla büyük bir havuz bulunmaktadır. Şu anda konak, otel ve resturant olarak hizmet vermektedir.

Yine Beybağında bulunan bir diğer konak ise 1877 yılında yapılan Hakkı Asmazlar evidir. Tamamen orijinal olup hiç restorasyon geçirmemiş konak 7. ve 8. kuşağın birarada yaşadığı nadide evlerden biridir. 1.katında insan boyunda havuz bulunan konağı, önceden izin alarak gezebilirsiniz.

İZZET MEHMET PAŞA CAMİ

Cami 1796 tarihinde Safranbolulu Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. İstanbul’daki Nuriosmaniye Camisi’nin küçük bir modeli şeklindedir. Tamamen kesme taştan yapılmıştır. Namaz kılma alanı kare biçimli olup eni-boyu 13,5 metredir. Minber ve mihrabı çok zengindir. Mihrabın üzerinde padişah III. Selim’in tuğrası bulunmaktadır. Caminin külliyesi içinde kütüphane, abdesthane, iki çeşme ve vakıf dükkanları yer alır. Caminin avlusu, altından geçen Akçasu kanyonu üzerine inşa edilen kemere oturmaktadır.

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA CAMİ

Safranbolu Çeşme Mahallesinde, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1661 yılında yaptırılan cami kare planlıdır ve üstü kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbenin örttüğü sekizgen kasnak dışardan payandalarla desteklenmektedir. Beş bölümlü beşik tonozlarla örtülü bir son cemaat yeri vardır. Giriş kısmının sağ tarafında tek şerefeli minaresi yer almaktadır. Cami içinde daha genç döneme ait kalem işleri görülmektedir.Avlusunda şadırvan,güneş saati ile kütüphane ve muvakkithane olarak müştereken yapılmış bina bulunmaktadır.

GÜNEŞ SAATİ

Köprülü Mehmet Paşa Camisi avlusunda bulunmaktadır. Basit tip yatay güneş saatleri sınıfına girer. Sabah 06:40 ile akşam 17:20 arasındaki zamanı, metal plakanın gölgesine göre gösterir. 19.yy ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

YEMENİCİLER ARASTASI 

Bugün, kahvesinde oturabileceğiniz, hediyelik eşyalar ve el sanatları ürünleri alabileceğiniz Yemeniciler Arastası, Köprülü Mehmet Paşa Camisine bitişik olup, camiye gelir getirmesi amacıyla caminin vakfı tarafından 1661 yılında yaptırılmıştır. 48 ahşap dükkanın yer aldığı,  yemeni adı verilen el yapımı deri ayakabıların hayat bulduğu eski bir lonca çarşısıdır.Arasta kelimesi, çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu yer anlamına gelmektedir. Bu nedenle de çarşı Yemeniciler Arastası olarak adlandırılmaktadır.

TARİHİ BELEDİYE BİNASI

1923 yılında ticarethane amacıyla yapılan bina, daha sonraları belediye binası olarak 1995 yılına kadar hizmet vermiştir. 2005 yılında restorasyonu yapılan tarihi taş bina, şuan Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ve Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali Sekretaryası olarak kullanılmaktadır.

CİNCİ HANI ve HAMAMI

1640 yılında Sultan I.İbrahim’in tahta çıkışından sonra Anadolu Kazaskeri olan Cinci Hoca (Karabaşzade Hüseyin Efendi) tarafından 1640-1645 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Kesme ve moloz taştan inşa edilen han, 2 katlı ve 62 odalıdır. Han’ın giriş kapısı, kilit ve anahtarı; Türk demir işçiliğinin örneklerindendir. Restorasyonundan sonra, 25 odasıyla aynı amaca hizmet eden han, otel ve restaurant olarak hizmet vermektedir.

Cinci Hoca tarafından 1645 tarihinde yaptırılan diğer yapı Cinci Hamamı’dır. Kazdağlıoğlu meydanında çarşı içerisinde yer alır. Kadınlar ve erkekler bölümünden oluşan hamam kubbe ile örtülmüştür. Soğukluk, sıcaklık, külhan, ocak yerleri mevcut ve halen hamam durumdadır.

KAZDAĞLIOĞLU CAMİ

Çarşı meydanında, 1778 tarihinde Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Taş ve tuğladan, tek kubbeli olarak yapılmıştır ve üstü kiremitle örtülmüştür. Minaresi ise tuğladan yapılmıştır. Çevresindeki meydana ismini vermiştir.

KAÇAK (LÜTFİYE) CAMİ

Çarşının Akçasu Mahallesinde bulunan Lütfiye camii, Akçasu deresi üzerinde derenin en dar kısmına kemerler kurularak yapılmıştır. 1880 yılında hacı Hüseyin Hüsnü tarafından yapılan cami, kahvehane ve üst katına yapılmış olan mektep bölümü ile bir bütünlük içersindedir.

ULU CAMİ (AYASTEFANOS KİLİSESİ)

Şehir merkezinin Kıranköy mevkinde 1872 yılında yapılmış Rumlardan kalan eski bir kilisedir.1956 yılında camiye çevrilen kilisenin çevresinde Skalion Mektebi (1863) ile eskiden kilise papazlarının kullandığı ev  ilginç bir külliye oluşturur.

BULAK (MENCİLİS) MAĞARASI

Dünya mağara literatürüne girmiş olan Bulak Mağarası Türkiye’nin 4.,Karadeniz bölgesininde 2. büyük mağarasıdır. Şehir merkezinin kuzeybatısında Karabük’e bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile sınır teşkil ettiği yerdedir. Safranbolu’nun merkezine 8 km uzaklıkta olan mağara, günümüzden 65-200 milyon yıl önce oluşmuştur. 6042 m. uzunluğunda olup ilk 400 metresi ziyarete açıktır. Bu özelliğiyle de Türkiye’nin turizme açılan en uzun mağarasıdır. Mağaranın 2 girişi bulunmaktadır. İlk giriş su çıkışının olduğu bir ağızdan yapılmaktadır. 2.aktif girişi ise, giriş ağzının arkasında yer alan tepenin solunda merdivenle çıkılan fosil bir ağızdan yapılmaktadır.

İNCEKAYA SU KEMERİ

Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 19.y.y. sonunda yaptırılmıştır. Safranbolu’nun kuzeydoğusunda kalan su kemeri şehir merkezine 7,5 km uzaklıktadır. Su kemerine Bağlar semti, İncekaya köyü yolu üzerinden ulaşılır. Tokatlı kanyonun üzerine yapılan kemer, zeminden 60 m yükseklikte ve 116 m uzunluğundadır. Genişliği ise 110 -220 cm dir. 6 kemerli görkemli bir yapıdır. Sonradan su kemerinin alt kısmına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma yerleri, kanyona inmek için de merdivenler yapılmıştır . “Paşa Suyu” olarak bilinen bu su, kemerden geçerek kapalı arklar şeklinde Beybağında bulunan Turing Havuzlu Asmazlar Konağının bahçesindeki su terazisine gelir ve burdan kentteki çeşmelere dağıtılırmış.

YÖRÜK KÖYÜ

Safranbolu’dan Kastamonu yönüne doğru 11 km gidildiğinde, Kayı boyunun Karakeçili Aşiretinden gelen 3 kardeşten en büyüğü Hüseyin tarafından asırlar önce kurulan tarihi Yörük Köyüne ulaşılır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1997 yılında koruma altına köyde, 131 adet tarihi eser kayıt altına alınmıştır. Safranbolu’nun küçük bir maketi görünümündeki  köyde, gezi evine dönüştürülen Sipahioğlu Konağı ve köyün eski  çamaşırhanesi gezilmeye değer mekanlar arasındadır.

TÜMÜLÜSLER

Safranbolu ve çevresinde 32 adet tümülüs ve 4 adet höyük bulunmaktadır. Bunlardan 24 tümülüs Safranbolu ve Eflani arasındadır. Safranbolu Gümüş semtinde, Büyük Göztepe, Konarı köyünde Kocatepe, Barış mahallesinde Küçük Göztepe, Yolbaşı köyünde Özenler ve Değirmenciler, Yukarı Çiftlik köyünde Keten ,bölgedeki en önemli tümülüslerdir. Tümülüs; bir mezar yada mezarlık içeren toprak yayılarak oluşturulmuş tepeciklere denir.

KANYONLAR

Safranbolu, kanyonların birleştiği bir alana kurulmuştur. Şehir merkezinden 8 km uzaklıktaki İncekaya ve Tokatlı kanyonları ve devamı niteliğinde olan çarşı kesimindeki Gümüş ve Akçasu kanyonları, Kastamonu yönünde Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce köyünün girişinde bulunan Düzce (Kirpe) ve Sakaralan kanyonları doğa turizm için önemli değerlerdendir.

KAYA MEZARLARI

Safranbolu-Kastamonu karayolu üzerinde bulunan Gündoğan, Üçbölük, Hacılarobası ve Çavuşlar köyleri çevresinde Roma dönemine ait pek çok kaya mezarı bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden 4´ü Hacılarobası köyünde, 5´i Üçbölük köyünde bulunmaktadır.

Share.

About Author

Leave A Reply